GÖZLER MAVİ OTOBÜSÜN YOLUNU BEKLİYOR (BEBEKLİ ANNELERDE : Artık bebek gezdiren anneler, plaja gidenler bile mavi otobüsün yolunu bekleyip, kitap alıyorlar.) |
GEDİKLİLER : Alınan kitap gezici kütüphanenin memuruna kaydettiriliyor (sağda). Mavi otobüsün gedikli müşterileri kitapların yerini şıp diye buluyorlar (Solda)... Haftanın 5 günü İstanbul'un en kıyı köşe semtlerine kadar kitap dağıtımı yapan gezici kütüphane büyük ilgi gördü... Kocaman bir mavi otobüs, Ataköy'ün baştan başa asfalt sokaklarında aynı renkteki gökdelenler arasından geçerek ağır ağır ilerliyordu. Benzerlerinden çok farklı olan bu mavi otobüs yol aldıkça etrafa kulağı okşayan hafif melodilerde yayılıyordu. Otobüs tam çarşısının ortasında durdu ve durmasıyla çevresini büyüklü küçüklü bir kalabalık sarıverdi. Otobüsün üzerinde iri siyah harflerle "İSTANBUL İL HALK KÜTÜPHANESİ" yazılıydı. İçine girenlerde hiç yabancılık çekmeden raflara koşuyorlardı. Bu mavi otobüs hiçbir yerde uzun süre durmuyor ve haftanın 5 günü İstanbul'un çeşitli yerlerine uğruyordu. Bugünün insanı yaşayışının bir kısmını okumakla geçirmektedir. Bu yüzden kütüphane hizmetlerini halkın ayağına götürmekte fayda görülmüştür. Elimizdeki kaynaklara göre dünyadaki gezici kütüphane fikri ilk defa 19. yüzyılda başlamış fakat asıl gelişimini 2. dünya savaşından sonra sağlayabilmiştir. Kütüphane hizmetlerinde faydalanılan araçlarda farklıdır. Mesela İsveç'te Baltık denizindeki balıkçı ve gemicilere kitap askeri gemiler veya kiralanan tekneler ile götürülür. Bu amaç için Almanya'nın Münih şehrinde 1928'de tramvaylardan, Fransa'da ise demir yolundan yararlanılmıştır. Bizde gezici kütüphane fikri Cumhuriyet'in ilanı ile başlamış, yerine ve zamanına göre farklı araçlar kullanılmıştır. Mesela 1958'de Ürgüp, Tahsin ağa kütüphanesi köylere merkeple kitap yolluyordu. İzmir'de minibüs, Niğde'de at arabası kullanılmıştır. Daha sonraları UNESCO bazı az gelişmiş ülkelere otobüs hediye ederek gezici kütüphaneciliği desteklemiştir. Bugün gezici kütüphanenin memurları gördükleri geniş ilgiden sevinçle bahsederken karşılaştıkları komik olayları da anlatmaktan geri kalmıyorlar : - Kaç defa otobüste kitapları görenler defter, kalem almak istediler. Bir defasında da Aksaray'dan geçerken bir köylü vatandaş bizi durdurup : "Oğlum Kayseri'ye gider mi ?" diye sordu, diyorlar...1970 |