ÇAM DEVİREN PRENS Prens Philip'in patavatsızlığı artık dillere destan oldu. Her ağzını açışta bir pot kırmaktan geri kalmıyor. Sonuncusu malum; Kraliçenin para sıkıntısı çektiğini söyleyerek bütün dünyada alay konusu oldu. Prens Philip, Amerikayı geziyor. Bir şehirde televizyona davet ediyorlar. Kraliçenin kocasına muhabir soruyor : - Kraliçenin tahttan feragat edeceği söyleniyor bu konuda siz ne diyorsunuz ? Philip hiç düşünmeden cevap veriyor : - Benimde kulağıma çalındı. Söylenti tabii. Ama uzakta olsa kendine göre cazibesi olan bir ihtimal... Aslında Philip şakayı pek sever ve fırsat buldukça herkesin içinde espri yapmaktan geri kalmaz. Kraliçe Elizabeth ile evliliklerinin birinci yılında bir basın toplantısı düzenlemişti. Konuşma sırasında kraliçenin de, kendisinin de gayet güzel yemek pişirdiklerini açıkladı ve ev işleri konusundaki bilgisini ispat etmek için kalkıp bir toz alma gösterisi yaptı. Fakat ertesi gün kulağını büktüler ve bir daha beyanat vermemesi tembih edildi. Huylu huyundan vazgeçer mi ? Philip ertesi yıl bir dünya gezisine çıktı. Sakal bırakıp her gittiği yerde poz poz resimler çektirdi. Yeni Delhi'deki İlmi geliştirme kongresinin açılış nutkuna şu sözlerle başladı : - Üzülerek belirtmek isterim ki bugüne kadar üniversiteden aldığım bütün resmi belgeler hep fahri doktorluk payelerinden ibaret kaldı. Ama aralarına bir diploma katılamadı... Singapur'da "Bağımsızlık konusunda benimde kendime göre bir fikrim var." dedi. "Dünya yüzünde herhalde benden daha bağımlı ve benden daha baskı altında bir fert yoktur sanırım..." Avustralya'da bir koyunun bir koyunun tüyünü kırpmasını rica etmişlerdi. Philip "kesinlikle yapmam !" diye direndi. "sakarımdır bakarsanız tüyü diye hayvanın kafasını keserim, sonrada hayvanı yemek zorunda kalırım. Ülkenize geldiğim günden beri yeteri kadar kuzu, koyun yedim..." Bu sözlerden bir kısmının anlaşılır bir yanı olabilirdi. Fakat bazı konuşmalarında Philip kafa, göz yaracak hala geliyordu. Nitekim Güney Amerikalı bir diktatöre de "Hayatımda ilk defa kendi milleti tarafından yönetilmeyen bir ülke ziyaret ediyorum. İlgi çekici... İlgi çekici..." demişti. Göğsü nişan dolu eski bir gaziye "Dönseniz bir, sırtınızda madalya var mı bakayım..." diye takılmıştı...1969 |