Görgü Ansiklopedisi : Bahse Girmek - Bahşiş - Banyo - Baskın - Bebek - Bekletmek.


GÖRGÜ ANSİKLOPEDİSİ

BAHSE GİRMEK : Herhangi bir EVET veya HAYIR için hemen "bahse girer misin ?" diye atılmayın. İddianızdan emin bile olsanız bu teklif her türlü nezaket kaidesine aykırıdır. Kaldı ki yüzde yüz emin olduğunuzu sandığınız bir iştede pekala yanılmış olabilirsiniz. İşte o zaman yandınız demektir...
BAHŞİŞ : Bahşiş vermeninde kendine göre bir adabı vardır. Lokantada bu pek önemli değildir. Hesap kesildikten sonra garsona tabakta getirdiği bozukluğun bir kısmı verilir, iş biter. Ama yemeğe davetli bulunduğunuz bir yerde hizmetçiye bahşiş verirken "ki çok yerinde bir harekettir" dikkatli olmak gerekir. Önce, herkesin gözü önünde olmamalı ve sonrada lokantadaki yüzde hesabına uymayacak bir miktar olmalıdır. Bu konuda görgüsüz damgasını yememek için dikkatli olmak başlıca şarttır.
BANYO : Temizlik imandan gelir. Küçük gibi görünen bazı şeyler çevremizi bir anda bizden nefret ettirebilir. Gece misafirliğinde bulunduğumuz bir evde veya indiğimiz otelde yıkandıktan sonra banyo küvetinin tıpasını açıyor, sabunun yaptığı nahoş lekeleri siliyor ve etrafa su saçmadan yıkanmış iseniz kimse sizin temiz olmadığınızdan şikayet edemez.

BASKIN : Bir dostunuzu yeni döşediğiniz evinize çağırdığınızı kabul edelim. Günlerden pazar. Misafirinizi ağırlamak için iyi kötü bir hazırlık yapmışsınız. Derken kapı çalıyor ve açıyorsunuz. Birde bakıyorsunuz ki karşınızda tanımadığınız 10 kişi duruyor. Dostunuz arkadaşlarını toplamış ve birlikte getirmiş. Bu baskınların en nahoş olanıdır. İster istemez sineye çekmekle beraber kırılmışlık duygusu taşıyorsunuz. Unutmayın ki dostlarımızın dostları, dostlarımız sayılmaz...
BEBEK : Yeni doğmuş bir çocuğun size gösterilmesi arzu edilmiyorsa fazla ısrar etmeyin. Şayet yatağına yaklaşmış iseniz de, onu yüzünden veya daima ağzına soktuğu minicik ellerinden öpmeye kalkmayın. Bebekler uzaktan sevilir, bunu unutmayın.
BEKLETMEK : Evinize gelmiş bir insanı, postacı veya elektrik tahsildarı bile olsa bir-iki dakikadan fazla bekletmeyin. Bir insanı kapının önünde bekletmek bir büyüklük ifadesi değil, düpedüz görgüsüzlüktür...1960