FİLMİ YARATAN ADAMLAR = RENE CLAIR
Geçen sayımızdan itibaren okuyucularımıza en ünlü rejisörleri tanıtmaya başlamıştık. Bu yazımızda ise Fransız rejisörü René Clair'den söz edeceğiz. Üstte; René Clair "Lale sokağı" adlı filmde Georges Brassens'e bir sahneyi tarif ederken görülmekte.
René Clair sinema dünyasına şahsiyetini kabul ettirmiş nadir rejisörlerdendir. Tabii olaylarla, olağanüstü olayların, realite ile fantezinin birbirine karıştığı, iyilikle kötülüğün devamlı olarak birbiriyle mücadele ettiği, sembolik yaratıklarla dolu kendine has bir dünyası vardır René Clair'in.
René Clair 11 Kasım 1898'de Paris'te doğmuştur. Babası Marius François Chornette sabun imalatçısı idi. René 7 yaşında iken bir kukla tiyatrosunda rol almaya başladı. Yazarlığa karşı büyük bir hevesi vardı. İlk piyes denemelerini 7 yaşında meydana getirdi. Daha sonra müziğe de heves duyacak yeteneğini bu yönden de geliştirme imkanları araştıracaktı. 1917'de gönüllü olarak 1. dünya savaşına katıldı. Fakat birkaç ay sonra aldığı yaralardan dolayı malul olarak cepheyi terk etti. Savaş sona erdikten sonra gazeteciliğe başladı. Gene bu sıralarda bir şarkıcı arkadaşının yardımıyla sinema oyunculuğuna atıldı. İlk olarak "Hayat zambağı" (Le lys de la vie) filmiyle beyaz perdede görüldü. Aktörlüğü gazetecilikten daha kolay bulduğu için istikbalini sinemada aramaya karar verdi. Birkaç filmde daha rol aldıktan sonra rejisör Jacques de Baroncelli'nin asistanlığını yapacak ve bir yıl sonra 1923'de "Uyuyan Paris" (Paris qui dort) filmiyle rejisörlük fırsatını eline geçirecekti. Bir taraftan "Le theatre et la comedie illustre" dergisinin sinema bölümü yazı işleri müdürlüğünü yapıyordu. 1922-1924 yılları arasında bu dergide devamlı sinema tenkitleri yazdı.
Rene Clair'in ikinci filmi olan "Entracte" (Sahne arası) adlı kısa metrajlı filmi ilgi çekici bir deneyimdi. Seyirciyi zevklendiren, güldüren basit fakat orijinal bir atmosferi vardı. Ünlü rejisör 2. dünya savaşının başlangıcında Fransa'nın düşmesi üzerine Amerika birleşik devletlerine hicret edinceye kadar sanat hayatının en başarılı eserlerini ortaya koydu. 1925-1936 yılları arasında çevirdiği bu enteresan filmler arasında : (Un chapeau de paille d'Italie - 1927), (Les deux timides "İki sıkılgan" - 1928), (Sous les toits de Paris "Paris damları altında" - 1930), (Le million "Milyon" - 1931), (A nous la liberte "Bize hürriyet" - 1932) ve (Le dernier milliardaire "Son milyarder" - 1934) adlı eserleri sinema tarihine geçecekti.
1947 yılına kadar Amerika'da kalan Rene Clair'in bilhassa (I married a witch "Bir büyücü ile evlendim" - 1942) ve (And they were none "On küçük zenci" - 1945) filmleri ilgiyle karşılandı.
Rejisör savaşın sona ermesini müteakip tekrar Fransa'ya döndü. 1947'de çevirdiği (Le silence est d'or "Sükut altındır") Belçika'da aynı yıl tertiplenen film ve güzel sanatlar dünya festivalinde birincilik ödülünü kazandı. 1949'da İtalya'da (La beaute du diable "Şeytanın güzelliği") filmini çeviren Clair daha sonra (Les belles de nuit "Gecenin güzelleri") adlı filmiyle 1952 Venedik film festivalinde jüri özel ödülünü ve milletler arası sinema tenkitçileri birliği ödülünü kazandı. Dört yıl sonra piyasaya çıkan (Les grandes manouvres "Hileli aşk") adlı filmi Rene Clair'e 1955 Louis Delluc ve 1956 Georges Melies ödüllerini kazandırdı.
Rene Clair'in 1957 Venedik film festivaline özel olarak katılan (Porte de Lilas "Lale sokağı") adlı filmi eski filmlerinin havasını tazelendirmeye çalışan kendine has dünyasını en tabii şekilde yaşatan bir eser olması bakımından takdirle karşılandı. Ünlü rejisör o zamandan bu yana "La Françoise et l'amour "Fransızlar ve aşk") ve (Tout l'or du monde "Dünyanın bütün altını") adlarını taşıyan iki film çevirdi. Sonuncu filmi geçenlerde Paris'te gösterilmeye başlamıştır. Filmin yaptığı büyük hasılat sinema severlerin bu eski sinema ustasına karşı hala aşırı bir sevgi ve takdir duymakta olduklarını göstermeye kafi gelmiştir...1962 |