 |
İstanbul ve onlar : Unesco kampındaki talebeler günlük programları haricinde pek nadir olarak serbest kalabiliyorlar ve hemen hepsi İstanbul'un dört köşesine dağılıp bu kısa zamanlardan istifade edebiliyorlardı. Vapurla gidip gelirken ekseriya şarkı söyleyip kendilerini eğlendirirken etraflarını neşelendiriyor olmaları dikkati çeken bir husustu. Yukarıdaki fotoğraf Kapalıçarşı'yı gezmek üzere karşıya geçen öğrencileri göstermektedir. |
 |
Saat 10.30 hadi yüzmeye koşun : Sabah kahvaltısından sonra ping pong ve basketbol oynayan gruplar saat 10.30'da kampın önünde yer alan moda plajı sahiline koşuyorlar ve orada ılık dalgaların arasına kendilerini bırakıveriyorlardı. Kuzey memleketlerinden gelen Finlandiya ve Norveçliler ılık suları çok sevmiş olacaklar ki sudan çıkmayı bilemediler. |
 |
Bu da kızlar grubunu hatırası. |
 |
Köprünün parmaklıklarında : Afganistan, Almanya, Avusturya, Çin, İngiltere, İtalya, Fransa, Finlandiya, Libya, Norveç, Lübnan, Yugoslavya ve Türkiye'den genç talebelerin iştirak ettiği kampta gezmeyi en fazla sevenler kalabalık bir grup olan Norveçliler'di. Sonra Fransız ve Alman gençleri geliyordu. 18 gün boyunca hep beraber gezdiler birlikte yatıp kalktılar. Buradaki arkadaşlıkları senelerce devam edeceğe benzer...1957 |
